Atasözleri yüzyıllardan beri dilimizde var olan, zaman içinde yaşanan deneyimlerden, gözlemlerden elde edilmiş genel çıkarımları belirten ifadelerdir. Gözlemler sonucu meydana gelmiş olmaları atasözlerinde yer alan yargıların yüzde yüz doğru ya da yanlış olduklarını göstermez. Ancak yine de toplumumuzda atasözleri çoğunlukla bir konu hakkında fikir belirtirken akıl verme amacıyla kullanılır. Atasözlerinin hemen hemen hepsinin temelinde öğüt verme, doğruyu ve yanlışı gösterme isteği vardır.
Atasözü Nedir?
Atasözü günlük hayatın içinde olabilecek hemen hemen her konuda öğüt veren, doğruyu yanlışı göstermeye çalışan ve yargı bildiren sözdür. İsminden de anlaşılacağı gibi ''atalardan'' yani günümüzden yüzlerce yıl öncesinde yaşamış ve hayatta birtakım deneyimler sonucu çıkarımlarda bulunabilen kişilerden gelen söz anlamına gelir.
Atasözü örnekleri genellikle hayatın içinde karşılaştığımız ya da karşılaşabileceğimiz her konuda bir fikir belirten cümlelerdir. Aslında atasözlerini ''bilmiş'' bir tavırla söylenmiş eski sözler olarak da değerlendirebiliriz. Ancak bu sözlerin büyük bir çoğunluğunda doğruluk payı yüksektir. Atasözleri nasıl ortaya çıkmıştır diye bakacak olursak her konuda nokta atışı tespitler yapan insanların kulaktan kulağa yayılmış ve zaman içinde dilimize yerleşmiş sözlerinin günümüze kadar gelişi olarak düşünebiliriz.
Atasözleri ile ilgili hikayeler ve çeşitli söylentiler vardır. Özellikle Nasreddin Hoca atasözleri olarak bilinen ve altında birçok öykü yatan atasözü grupları vardır. Bunlardan en çok bilinenler çoğunlukla dilimizde de en fazla kullanılanlardır. Ancak bu atasözlerinin gerçekte Nasreddin Hoca ya da bir başkası tarafından söylenip söylenmediği bilinemez. Atasözlerinin tümü kim tarafından söylendikleri veya ortaya atıldıkları belli olmayan fikirler ve sözlerdir. Atasözü ve özdeyiş arasındaki fark da buradan gelir. İki kavram birbirinden söyleyeninin belli olması ve olmaması yönüyle ayrılır. Atasözlerinin söyleyeni belli değilken özdeyişlerin kim tarafından söylendikleri kesin olarak bellidir.
Atasözleri ve Anlamları
Dilimizde atasözü olarak kabul edilen tüm ifadelerin anlamlarına ve açıklamalarına TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü üzerinden ulaşmak mümkündür. Atasözleri Sözlüğü ile aynı zamanda herhangi bir atasözünde geçip geçmediğini merak ettiğiniz kelimeleri arama butonuna yazarak o sözcüğün bulunduğu tüm atasözleri ve deyimleri görüntüleyebilirsiniz.
Dilimizde eş anlamlı atasözleri ve deyimler bulunur. Bunlar birbirinden farklı durum ve olaylar üzerine söylenmiş ancak deyim yerindeyse vermek istediği mesaj bakımından aynı kapıya çıkan yani anlamca aynı doğrultuda olan atasözleri ve deyimler olarak kabul edilir. Anlamca aynı olan atasözleri şu şekilde örneklendirilebilir:
- Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.
- El kazanıyla aş kaynamaz.
Bu iki atasözünde de verilmek istenen mesaj aynıdır. Diğer atasözü örnekleri üzerinden pekiştirelim:
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var. / Yalnız taş duvar olmaz.
- Besle kargayı oysun gözünü. / Merhametten maraz doğar.
Bu atasözü örneklerinde de verilmek istenen mesaj ortaktır. Söylenen sözler farklı olsa da birbirleri ile anlamca aynı doğrultuda sözlerdir.
Zıt anlamlı atasözleri ve deyimler ise birbirinden taban tabana zıt düşünceleri ifade eder. Verilmek istenen mesajlar ve öğütler birbirinin tam karşıtıdır. Dolayısıyla zıt anlamlı atasözleri arasında birbirini yalanma ya da savunulan tezi çürütme ilişkisi vardır. Zıt anlamlı atasözü örnekleri şu şekilde gösterilebilir:
- Taşıma su ile değirmen dönmez. / Damlaya damlaya göl olur.
- El elin eşeğini türkü çağırarak arar. / Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
- İti an, çomağını hazırla. / İyi insan lafının üstüne gelir.
Bu örneklerde verilen atasözleri birbirinin tam karşıtı düşünceleri savunan sözlerdir. Aynı zamanda verdikleri öğütler de birbirlerinin zıddıdır.
Atasözleri ve anlamları kısa şekillerde olabileceği gibi uzun ve detaylı durumları ifade eden biçimleri de vardır.
Atasözlerinin Özellikleri Nelerdir?
Atasözlerinin kullanımında dikkat edilmesi gereken özellikler şunlardır:
- Kim tarafından söylendiği belli olan sözler, atasözü olarak kabul edilemez.
- Atasözlerinde geçen sözcükler yerine eş anlamlıları ya da farklı ifadeler kullanılamaz.
- Atasözlerinde bulunan sözcüklerin yerleri birbirleri ile değiştirilemez.
Atasözleri ve deyimler özellikleri bakımından birbirleri ile aynıdır. Atasözleri ve deyimler farkı olarak gösterilebilecek tek özellik deyim olan ifadelerin yargı belirtmemesi, atasözü olan ifadelerin ise yargı belirtmesidir. Daha pratik bir şekilde bakacak olursak cümle biçiminde olan kalıplaşmış sözler atasözü, cümle biçiminde olmayıp birkaç sözcükten oluşanlar ise deyimdir.
Deyim Nedir?
Deyim, zaman içinde kalıplaşma yoluyla günlük dile yerleşen, anlamları farklı olan kelimelerin bir araya geldiklerinde bambaşka durumlar ifade ettiği sözlerdir. Çoğu zaman bir araya gelen bu sözcükler bir deyim oluşturduğunda ortaya mecaz anlamlı deyimler yani sözler çıkar. Deyimler ve anlamları kullanıldıkları bağlama göre değişmez, her zaman neyi ifade ettikleri bellidir.
Deyimler, çoğunlukla mecazlı söyleyişle ortaya çıkan zamanla kalıplaşarak bir arada kullanımı dilimize yerleşmiş söz gruplarıdır. Bazen uzun uzadıya söylemek, anlatmak ya da açıklamak istemediğimiz durumları kısa bir deyim ile rahatlıkla ifade edebiliriz. Deyimler ve anlamları incelendiğinde kısacık bir deyimin çok fazla durum, olay, kavram ya da duyguyu anlattığını görebiliriz. Deyimler kısa ve net ifadelerdir.
Deyimler nasıl ortaya çıkmıştır diye düşündüğümüzde çok net bir cevap bulamasak da genel olarak benzetmelerden meydana gelen söz grupları oldukları söylenebilir. Bir durumun başka bir duruma benzetilmesiyle ya da doğrudan söylenmek istenmeyen şeylerin üstü kapalı bir biçimde başka kavramlar örnek verilerek açıklanmasıyla ortaya çıkmış oldukları düşünülür.
Deyim ve Atasözü Farkı Nedir?
Deyimler ve atasözleri genelde birbiriyle karıştırılır. Çünkü her iki kavramın da ortak noktaları hemen hemen aynıdır. Ancak deyim ve atasözü farkı birinin yargı bildirmesi diğerinin ise sadece bir durum, kavram ya da olay bildirmesidir. Her ikisi de mecazlı, zaman içinde kullanıla kullanıla gelişen ve kalıplaşmış ifadelerdir. Bu ifade bir cümle şeklindeyse ve bir yargı ya da sonuç belirtiyorsa atasözüdür. Ancak söz konusu kalıplaşmış ifade iki ya da daha fazla sözcükten oluşuyor ve yargı bildirmiyorsa bu bir deyimdir.
Deyimler ve atasözleri ortak özellikleri bakımından incelendiğinde her ikisinde de belli başlı kurallar olduğu görülür. Bu ortak özellikler şu şekilde sıralanabilir:
- Deyim ya da atasözünü oluşturan sözcükler kullanım sırasında yer değiştiremez.
- Kalıplaşmış sözcükler yerine eş ya da yakın anlamlıları kullanılamaz.
- Deyim ya da atasözünde bulunan bir sözcüğün yerine başka herhangi bir sözcük getirilemez.
Bu kurallar dikkate alınmadığında deyimin yanlış anlamda kullanılması söz konusudur. Deyimde ya da atasözünde bulunan herhangi bir sözcüğü değiştirmek kalıplaşmış ifadeyi bozmaktır. LGS örnek sorular veya YKS Türkçe çıkmış sorular arasında bu kuralın bir soru tipine dönüştürüldüğü görülür. Zaman zaman Türkçe dersi konuları arasında en kolay olarak görülen deyimler ve atasözleri konusu bu nedenle zorlanılan bir konu haline gelebilir.
Türkçe sınav sorularında deyimler ve atasözlerinin yanlış kullanımları sorulduğunda öncesinden o ifade hiç duyulmamışsa sorunun çözümü mümkün olmayabilir. Bu nedenle TDK deyimler sözlüğü sık sık incelenmeli, herhangi bir sözcüğün anlamlarına bakılırken onun bir deyimde yer alıp almadığı kontrol edilmelidir. LGS Türkçe nasıl fullenir (!) sorusunun en önemli cevabı TDK Sözlük uygulamasında çok fazla vakit geçirmektir. Türkçe soruları okuduğunu anlamak üzerine kurulu olduğu için ne kadar çok kelimenin anlamını ve farklı kullanımlarını bilirseniz sınavda da başarı şansınız o kadar artar.
Türkçe anlam bilgisi konuları tamamen bu mantığa göre oluşturulmuştur. Sözcükte anlam, cümlede anlam ve parçada anlam konularının hepsi temelinde kullanılan sözcüklerin anlamlarını ve ne ifade ettiklerini anlayıp yorumlamak üzerinde durur.
Deyim Örnekleri
Bir sözcük grubunun deyim olup olmadığını anlamanın farklı yolları vardır. Bir arada kullanılan tüm sözcükler deyim oluşturmayabilir. Bu nedenle deyimi oluşturan tüm sözcükler ya da bir kısmı diğerleriyle bir araya geldiğinde mecazlı ya da anlam değiştirmiş olmalıdır. Örnekler üzerinden konuyu inceleyelim.
Örnekler:
- Göz atmak = göz + atmak
Göz atmak deyiminin anlamı bir yere veya bir şeye çok aşırı dikkat etmeden bakmaktır. Oysa bu deyimi oluşturan ''göz'' ve ''atmak'' sözcüklerinin anlamlarını tek tek incelediğimizde ifade edilen bu anlamdan çok daha farklı tanımlar görürüz. Bu iki sözcük tek başlarına kullanıldığında bambaşka kavramları ifade ederken bir araya gelip kalıplaşarak yeni bir anlam oluşturmuştur.
Yine ''göz'' sözcüğü ile oluşturulmuş farklı bir deyime bakalım:
- Göz boyamak = göz + boyamak
Göz boyamak deyiminin anlamı birini bir konuda yanıltmak ya da kandırmaktır. Bu deyimi kullanırken sözcüklerde değişiklik yaparak ''göz çizmek'' şeklinde ifade ettiğimizi düşünelim. Bu şekilde hem komik hem de deyimin anlamını yansıtmayan bir ifade elde etmiş olduk. Bu konunun en güzel tarafı deyimlerin yanlış kullanımı sorularında ortaya çıkan ifadelerin bariz bir şekilde komik ve alakasız durmasıdır. Böylece deyimin anlamı ve doğru kullanımı tam olarak bilinmese bile çeldiriciler arasından eleme yapılarak deyim soruları rahatlıkla çözülebilir.
Deyimler konusunun daha kolay anlaşılabilmesi için mecaz konusunu iyi bilmek gerekir. Mecaz anlamlı deyimler her zaman daha çok sorulan ve sınavlarda üstünde durulan konular arasındadır. Gerçek anlamlı deyimler de her ne kadar sınavlarda kullanılsa da mecazlı söyleyişe hakim olmak bu konudaki soruları çözmek için gereklidir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum Bırak