Ana içeriğe atla

Yayınevlerine Soru Hazırlama - 4 | Yazı Dizisi

Yeni Nesil Soru Yazmak - Yayınevlerine Soru Hazırlama

Son üç dört yıldır hayatımıza yepyeni bir kavram girdi: Yeni nesil soru! Yayınevlerine soru hazırlama konusu ile haşır neşir olan öğretmenlerin belki de son zamanlarda en çok zorlandığı konulardan biri de bu.

Bundan üç dört yıl öncesine kadar merkezî sınavlarda, bilgiye dayalı sorular ağırlıklı olarak yer alıyordu. Müfredat ise günümüze göre daha doluydu. Öğrenciye yıl içinde öğretilenlerin, ancak %20'si sınavda karşısına çıkıyor ve bunları bilip bilmemesine göre geleceği şekilleniyordu. Günümüzde ise durumun çok daha farklı olduğu iddia ediliyor. Tabii ki önceki sistem ile kıyasladığımızda birtakım farklılıklar var. Artık sınavlar gerçekten de öğrencinin okuyup, yorum yapıp, çıkarımda bulunabileceği sorulardan oluşuyor. Eskiden olduğu gibi ''Aşağıdakilerden hangisi ...'dır?'' şeklinde bilgiye yönelik yazılan sorular ise eski tarz olarak adlandırılıyor. Yani bir yayınevine bu tarz sorular göndererek başvuru yaptığınızda geri dönüş alma ihtimaliniz çok çok düşük. 

yeni nesil soru hazırlama

Eski Tarz Sorulardan Farkı

Yeni nesil soruların, eski tarz sorulardan farkı, sadece eskisinden daha uzun olması değil. Birçok yazar bunu bu şekilde algılıyor ve bildiğimiz TEOG tarzı sorulara uzun paragraflar ekleyerek onu yeni nesil soru hâline getirdiğini düşünüyor. Hatta birçok kitabını bu şekilde yayımlayan yayınevleri de var.

Yayınevlerine soru hazırlama konusunda ısrarcıysanız branşınız her ne olursa olsun, sizden beklenen; yoruma dayalı, öğrencinin analitik düşünme, günlük hayattaki problemlere çözüm üretebilme becerilerini harekete geçiren sorular yazmanız olacaktır. Yani şöyle düşünelim, yazdığınız soruyu; bir öğrenci değil de yoldan geçen herhangi biri okuyup anlayarak çıkarımlarda bulunabilmeli ve branşınızla ilgili herhangi bir bilgisi olmadan yorum yapma yeteneği ile bu soruyu çözebilmeli. Ama öyle hemen değil... Soru, öyle bir kurguya sahip olmalı ki onunla ilgili yorum yapabilmek için analitik düşünmek, problem çözme becerilerine sahip olmak, okuduğunu çok iyi anlayabilmek ve muhakeme edebilmek gerekmeli. Bunu da çoğu zaman soru içerisinde verdiğimiz açıklama ve tanımlar ile sağlıyoruz.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Öncelikle artık sorularda, öğrencilere konu ile ilgili ipucu bilgilerinin verildiğini mutlaka biliyorsunuzdur. Bir örnek verecek olursam, metin türleri ile ilgili bir soru hazırlıyorum diyelim. Anı türü ile ilgili bir soru soracağım. Öncelikle sorunun başında, '' Anı, edebiyatta kişisel yaşanmın tamamını veya belli bölümlerini kapsayan, bu dönemlerdeki gözlemleri anlatmak amacıyla yazılmış metinlerdir.'' şeklinde ya da buna benzer, çok detaylı olmayan ama soruyu çözebilmek için gerekli doneleri veren bir bilgi ekliyorum. Sonrasında ise ''Buna göre...'' diye soruya başlıyorum. Burada ''Buna göre, bu açıklamaya göre, bu bilgilere göre...'' gibi ifadeleri kullanmak çok önemli. 

Tanımlı sorular dediğimiz bu soru tipinde mutlaka bu ifadelerden birini kullanmalısınız. Soru kalıplarını oluştururken MEB'in ölçme ve değerlendirme sisteminde yer alan kazanım testlerinden mutlaka faydalanın. Buradaki soru tiplerine uyumlu sorular yazmak kopyacılık ya da hazıra konmak değil. Aksine sınavı hazırlayan kişiler tarafından, sınava alıştırma olsun diye yayımlanmış bu soruları dikkate almak, yaptığımız işin bir gereğidir. Tabii ki sorularda birkaç değişiklik yapıp olduğu gibi kullanmaya çalışmamak gerekiyor. Burada yapılması gereken, kullanılan dile ve neyin üzerinde daha çok durulduğuna dikkat etmek.

Soru Yazarken Fark Yaratmak

Yazarlık yapmak isteyen bazı öğretmenler, fark yaratmak adına sınavda çıkmış veya çıkabilecek olan soru tarzlarından çok uzak, alakasız, gereksiz zor, gereksiz kolay veya gereksiz uzun sorular hazırlıyor. Oysa daha önce de söylediğim gibi bizim amacımız, sınavda çıkması muhtemel olan soruların benzerlerini yazabilmek hatta soru tutturabilmek. Bunun için yararlanılması gereken kaynaklardan da ilerleyen yazılarda bahsedeceğim.

Soru örneğimize devam edelim, tanımlı soru tipine uygun bir soru yazıyoruz. Tanımımızı verdik, şimdi sırada bu tanım ile ilgili neyi sorgulayacağımız var. Sorumuza ''Buna göre...'' diye başladık. Birçok şekilde devam ettirebiliriz. Burada önemli olan soru kurgulamadaki yaratıcılığımız. ''Anı türünde metin yazmak isteyen Ayşe, Fatma, Ali ve Mert adlı öğrencilerin yazdığı metinler şu şekildedir:'' diyerek dört adet metin örneği verebilir ve ''Buna göre hangi öğrencinin yazdığı metin anı türünde değildir?'' diye devam ettirebiliriz. Ya da tanımı verdikten sonra bir medya metni örneği ekleyerek ''Bu medya metni aşağıdakilerden hangisi ile devam ettirilirse anı türüne örnek olarak gösterilebilir?'' diyebiliriz. Bunun bir sınırı yok. Yeter ki kullandığımız ifadeler, dilimiz ve soru kalıbı sınav mantığına uygun şekilde kurgulansın. 

Bu örneği Türkçe dersi için vermiş olsam da tüm branşlar için geçerli olduğunu söyleyebilirim. Bildiğiniz gibi artık sayısal derslerde dahi tanımlı, medya metinli, kurgulu ve günlük hayata dair olayları içeren yorum soruları soruluyor. Hatta sayısal dersler için özellikle uzun işlem gerektirmeyen, pratik yöntemlerle ve yorum yaparak çözülebilecek sorular tercih ediliyor.

Görsel Yorumlama

Sorunuzda, branşınızı ilgilendiren bir olay metni verip bu olay üzerinden çözüm yapılmasını, bir haber metni verip bunu branşınızdaki bir kazanım ile bağdaştırarak yorumlanmasını, bir afiş verip bu afişle ilgili çıkarımda bulunulmasını isteyebilirsiniz.

Özellikle medya metinli, afişli ve görselli soru tiplerine ağırlık vermek çok daha iyi olacaktır. Branşınız ne olursa olsun, görsel yorumlatabilmelisiniz.

Diyelim ki fen bilimleri alanında, hücre bölünmesi ile ilgili bir soru yazıyorsunuz. Sorunun öncülünde mayoz ve mitoz bölünmeden bahsettiniz. Ya da sadece mitoz bölünmeden bahsettiniz. Mitoz bölünmenin evrelerini tarif edebilir ve şıklarda da bu evrelerin görsellerini vererek hangi şıkta mitoz bölünmenin evrelerinin doğru sıralama ile verildiğini sorabilirsiniz. Yani görseli yorumlamaya yönelik soruları, hemen hemen her konu için uygulayabilirsiniz. Burada önemli olan öğrencinin, gördüğünü, okuduğunu anlama ve çıkarımda bulunma becerilerini harekete geçirmek.

Kısa Soruların Hepsi Eski Tarz mıdır?

Yeni nesil sorular, çok uzun hatta bütün bir sayfayı kaplayan sorular olabileceği gibi dört beş satırlık ama yorum yapmayı gerektiren sorular da olabilir. Sık sık karşılaştığım yanlış bir düşünce var: Kısa sorular, eski tarz sorulardır. 

Yayınevine soru hazırlama ve kitabı baskıya verme aşamasında birçok editör, yayın yönetmeni, çapraz tashihçi, video çözümcü sorularınızla ilgili yorumlarda bulunacak. Tashih aşamasında, aldığınız bu yorumlara göre sorularınızı yeniden düzenlemeniz beklenecek. Bunların içinde çok isabetli, sizi olumlu yönlendiren yorumlar olabileceği gibi, tamamen bilinçsizce yapılmış; dağıtımcıların, kırtasiyecilerin, sosyal medya kullanıcılarının yani eğitim dünyası dışındaki pek çok kişinin sözleriyle hareket eden yetkililerin yorumları da olabilir. 

İşte bu ''Kısa sorular, eski tarzdır.'' görüşü de bilinçsizce yapılmış bu yorumlardan biri. Üstelik bilmeyen insana ‘’Bak bu soru kısa ama bunu çözebilmek için şu şu becerilere sahip olmak gerekiyor.’’ gibi açıklamalar yapsanız da anlaşılmanız çok zor. İyisi mi siz yine de sorularınızı, mantık dışına çıkmayacak şekilde uzun tutun. Ama şunun yine de farkında olalım: Yazdığınız beş satırlık bir soru, direkt bilgiyi sorgulamıyor ve öğrencinin yorum yapma yeteneğini harekete geçiriyorsa yeni nesil sorudur. Kaldı ki sınavlarda da soruların %60’ı bu tarz kısa ama yoruma dayalı sorulardan oluşuyor. Tabii şu dönemde herkes, geri kalan %40’lık soru tipinin ağırlıkta olduğu kitapları tercih ediyor. Biz de soru yazarken bu nedenle daha uzun ve daha görselli soruların sayısını artırmayı tercih ediyoruz.

Bir soru bankası yazacaksanız, yeni nesil tüm soru tiplerine hâkim olmalı ve hangi konularda hangi soru tiplerine ağırlık vermeniz gerektiğini bilmelisiniz. Bunun en güzel yolu, kazanım testlerini ve ölçme değerlendirme sitesinde yer alan örnek soruları detaylı bir şekilde inceleyip analiz etmektir. Buradaki mantığı kavradıktan sonra her şey daha da kolaylaşacaktır.

Yayınevlerine soru hazırlama yazı dizisini şu sırayla okuyabilirsiniz:

Yayınevlerine Soru Hazırlama - 1 | Yazı Dizisi

Yayınevlerine Soru Hazırlama - 2 | Yazı Dizisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hikayenin Yapı Unsurları Nelerdir? Nasıl Bulunur?

Hikayede yer alan yer, zaman, kişi, olay ve anlatıcı unsurları bir araya geldiğinde hikayenin yapı unsurları ortaya çıkar. Sınavlara hazırlanıyorsanız veya yazmaya meraklıysanız gelin, hikaye unsurları konusunu tüm detaylarıyla inceleyelim! 1. Hikayenin Yapı Unsurları Nedir? Hikayenin yapı unsurları , olay, yer, zaman, kişi ve anlatıcı unsurlarıdır. Bu unsurlar, hikaye yapısının temelini oluşturur. Olay etrafında gelişen hikayelerde çoğunlukla bu unsurların tümü bulunur. Ancak bazı hikayelerde olay, yer, zaman, kişi unsurları belirgin olmayabilir veya hiç bulunmayabilir. Anlatıcı unsuru ise her zaman belirgindir. 1.1. Hikayede Olay Unsuru Nedir? Olay , hikayenin anlattığı ve etrafında geliştiği kavramdır. Olaya dayalı metinlerde bu unsur çeşitlilik gösterebilir. Olay etrafında gelişen uzun bir hikayede birden fazla olay yer alabilir. Kısa hikayelerde ise çoğunlukla tek bir olay vardır. Bu çeşitlilik nedeniyle hikaye unsurları sorularında doğrudan olayın sorulması pek tercih edilen bir ...

Yayınevine Kitap Dosyası Göndermek: Yazdıklarınızı Yayınlatma Rehberi

Birçok iyi okur, bir süre sonra okumakla yetinmeyip ''Ben de yazmalıyım!'' der. Aklında harika fikirler vardır ancak bir türlü oturup onu ciddiyetle yazıya dökemez. Bunun nedeni her şeyi olduğu gibi edebiyatı da gereğinden fazla kutsallaştıran ve kafalarında onu ulaşılmaz bir noktaya çeken birçok insan olması.  Hem bu insanların hem de kendi mükemmelliyetçiliğimizin yüzünden bir türlü harekete geçememek konusuna bir sonraki yazımda değineceğim. Neden yazar olmak isteyen herkes önce kendine güvenmeli, bunu örnekler vererek anlatacağım. Ancak bugün bu cesareti göstermiş ve ciddi ciddi masa başına geçip kurguladığı hikâyeyi yazıya dökmüş ve artık '' Romanımı yayınlamak istiyorum .'' diyen yazar adayları için yazıyorum. Tabii bu bir şiir kitabı ya da bilgilendirici türde bir eser de olabilir. Belki de benim yaptığım gibi eğitim kitapları yazıyorsunuzdur.  Hangi türde yazıyor olursanız olun, yayınevinde dosya gönderme süreci aynı şekilde işliyor.  Bu yazıda, ...

Romanda Diyalog Nedir ve Nasıl Yazılır?

Diyalog Nedir ve Nasıl Yazılır? İpuçlarıyla Diyalog Yazma Rehberi Hikaye anlatıcılığının bel kemiği olan diyaloglar, okurların karakterlerle bağ kurmasını sağlayan güçlü araçlardır. Ancak etkili diyalog yazmak, yalnızca birkaç kelimeyi yan yana getirmekten fazlasını gerektirir. Bu rehberde, diyalog nedir sorusundan başlayarak, romanda ve öyküde başarılı bir diyalog yazmak için gerekli püf noktalarını ele alıyoruz. Hazırsanız, başlayalım! 1. Diyalog Ne Demek? Diyalog, en basit tanımıyla karşılıklı konuşma demektir. Romanda veya öyküde diyalog nasıl yazılır veya nedir sorusunun cevabı ise karakterlerden ikisinin veya daha fazlasının karşılıklı olarak konuşturulması, şeklinde tanımlanabilir. Romanlarda, öykülerde ya da senaryolarda diyalog, karakterlerin seslerini duyurduğu, duygularını ve düşüncelerini paylaştığı yazılı konuşma biçimidir. İyi yazılmış bir diyalog, okuyucuyu hikayenin içine çeker ve karakterlere hayat verir. Ama nasıl?  2. Diyalog Yazarken Nelere Dikkat Edilmelidir? D...