Ana içeriğe atla

Yayınevlerine Soru Hazırlama - 2 | Yazı Dizisi

Soru Yazmaya Nasıl Başlamalıyım?

Merkezî sınavlara yönelik soru yazabilmek için öncelikle bu sınavlara dahil olan branşlardan birinde uzman olmanız gerekiyor. Eğitim fakültesi mezunu iseniz kendi branşınızda yeni nesil sorular yazabilir ve yazdığınız bu soruları kazanca dönüştürebilirsiniz. Bu kazanç, sizin çalışma şeklinize göre ek gelir ya da doğrudan geçim kaynağınız olabilir. Böylece yazarak para kazanmak konusunda ilk adımı atmış olursunuz. Yayınevlerine soru hazırlama fikri, özellikle öğretmen atamalarının fazlasıyla zorlaştığı bu dönemde öğretmenler için ek iş veya tam zamanlı iş olarak güzel bir adım. 

yayınevlerine soru hazırlama


Yayınevleri için soru hazırlamaya karar verdikten sonra yapmanız gereken ilk şey, uzmanı olduğunuz alanda günceli takip ettiğinizden emin olmaktır. Kendi branşımdan örnek vermem gerekirse bundan dört yıl önce geçerli olan birçok dil bilgisi kuralı, günümüzde geçerli değil. Müfredat tamamen değişti, daha önce ayrıntıları ile anlatılan ve merkezî sınavlarda mutlaka çıkan birçok konu müfredat dışı kaldı. Yorumlama, çıkarımda bulunma, analiz ve muhakeme becerilerinin önemi fazlasıyla arttı. Durum böyleyken biz de eğitim yayıncıları olarak kendi mezun olduğumuz dönemdeki bilgilerimizle değil, sürekli günceli takip ederek ve kendimizi de güncelleyerek hareket etmeliyiz. 

Ben halen her kitabın test ve konu planlamasını yaparken öncelikle güncel müfredatı baştan sona inceliyorum. Hangi sınıf seviyesi için yazıyorsam o sınıfa yönelik hazırlanmış olan MEB kaynaklarını, beceri temelli örnek soruları, herhangi bir güncelleme olup olmadığını kontrol ediyorum. Soru yazma aşamasında ise TDK’nin resmî web sitesi devamlı önümde açık oluyor. Tüm bunların nedeni güncel ve geçerli olanı takip ettiğimizden emin olmak. Bundan emin olduktan sonra yapmamız gereken, piyasadaki çeşitli yayınların soru bankalarını değil, MEB’in ölçme ve değerlendirme sitesinde her ay yayımlanan örnek soruları ve kazanım testlerini takip etmek, incelemek ve bu sorularda hangi kazanımların sorgulandığını, hangi becerilerin harekete geçirildiğini iyice kavramak. Soru yazmaya başlamadan önce, bu soruların mümkünse tümünü incelemiş ve günümüzde geçerli olan bu soru tiplerinin tümünü görmüş olalım.

Eğitim yayıncısı olmaya karar verdiysek; belirli kurumların, belirli konuları yani müfredattaki konuları sorguladığı, belirli bir üslubu ve yine belirli soru tipleri olan sınavlara yönelik antrenman ürünleri hazırladığımızın farkında olalım.

Bu ürünleri hazırlarken maceraya girmemeli, müfredat dışındaki konulara, “Bu da fazladan bir bilgi olsun, bunun da öğrenilmesi gerekiyor.” diye düşünerek kesinlikle yer vermemeliyiz. Hazırladığımız ürünün, sınavda çıkması muhtemel soru tiplerinden bol bol çözmek ve sınavda bu soru tiplerini görünce ne yapacağını bilmek amacıyla satın alındığını; bizim de yayıncı olarak ürünü bu vaat ile sattığımızı unutmamalıyız.

Özellikle yoruma açık konuların fazla olduğu branşlar için bazı konularda yorum farkları oluyor. Bu tarz durumlarda, bizler her zaman MEB kaynaklarında konu nasıl yorumlanmışsa onu baz alacağız. Bunun nedeni MEB’in ya da TDK’nin kusursuz olması değil. Hatta bazen bu kaynaklarda hepimizin doğrusunu bildiği bir bilgi, yanlış verilmiş olabiliyor. Biz yine de fazlasıyla ekstrem bir durum yoksa bu kaynaklarda olan her şeyi geçerli kabul edeceğiz.

Bu Konunun Önemi ve Kısa Bir Anekdot

Geçtiğimiz dönemlerde, yayınevimizde Türkçe kitabı çapraz tashihi yapan bir öğretmen, kitapta geçen bir atasözünün, karşısında verilen anlama itiraz etti. “Bu atasözünün anlamı böyle değil şöyle, bakın şu profesör de kitabında böyle yazmış.” vesaire. Öğretmen arkadaşın söyledikleri bana göre de doğruydu. Ben de bu atasözünü okuyunca kendisinin söylediği anlamı çıkarıyordum. Ancak bizim kitapta verdiğimiz anlam, TDK’nin Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nden birebir alınmıştı yani TDK bu atasözünü bizden farklı yorumlamıştı. Bunun anlamını şöyle açıklayayım, bu atasözü herhangi bir merkezî sınavda sorulduğunda TDK’de verilen anlamı ile kullanılacaktı. Dolayısıyla biz de TDK’nin verdiği anlamı kullanacaktık. Çünkü kendimize göre doğru kabul ettiğimiz anlamı kullanırsak ve öğrenci de bizim kitabımızda gördüğü bilgiyle hareket ederek sınavda karşısına çıkan soruya yanlış cevap verirse hazırlamış olduğumuz kitabın, faydası değil zararı olur. Bunun gibi birçok konuda görüş ayrılıkları olması çok normaldir. Önemli olan bu görüş ayrılıklarını “Merkezî sınavda böyle bir soru sorulursa hangisi doğru kabul edilir?” diye düşünebilmek ve mümkün olduğunca çözümü resmî kaynaklarda aramaktır. 

Resmî Kaynakların Önemi

Bu konuya uzun uzun yer vermemin sebebi, maalesef birçok hocamızın resmî kaynaklardan yararlanmadan, sadece kendi bildikleriyle ve kendini güncellemeden soru yazmaya çalışması.

Yayınevine soru hazırlama konusunda çalıştınız ve bir yayınevine, on adet örnek soru gönderdiniz on soru da mükemmel diyelim. Tabii bunun sonucunda da bir iş teklifi aldınız, sizden bir soru bankası yazmanız istendi. Bir soru bankasını yazmak ve baskıya göndermek; tashih, mizanpaj, çapraz ve redakte aşamaları ile en üç ayınızı alır. Bu sürecin sonunda kitabınızın, gönderdiğiniz örnek soruları yansıtmadığı, yukarıda belirtmiş olduğum detaylara ters düştüğü, editör tarafından tespit edilir ise maalesef tüm zamanınızı boşuna harcamış olursunuz.

Bu tarz durumlar ile karşılaşmamak için dikkat edilmesi gerekenleri tek tek inceleyeceğiz. Bu yazı dizisini okuyan ve buradaki detayları dikkate alarak hareket eden branş öğretmenlerinin bu tarz sorunlar yaşamayacağını umuyorum.

Yazının 1. bölümü okumadıysanız aşağıdaki bağlantıya tıklayarak okuyabilirsiniz.


Yorumlar

  1. Merhaba, bilgiler için çok teşekkür ederim. Gerçekten çok faydalı bir yazı dizisi olmuş. Her bir yazının altında serinin bir sonraki yazısı da link olarak verilse ne güzel olur:) Bu şekilde tek tek arayıp bulmak biraz zor oluyor. Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorum Bırak

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hikayenin Yapı Unsurları Nelerdir? Nasıl Bulunur?

Hikayede yer alan yer, zaman, kişi, olay ve anlatıcı unsurları bir araya geldiğinde hikayenin yapı unsurları ortaya çıkar. Sınavlara hazırlanıyorsanız veya yazmaya meraklıysanız gelin, hikaye unsurları konusunu tüm detaylarıyla inceleyelim! 1. Hikayenin Yapı Unsurları Nedir? Hikayenin yapı unsurları , olay, yer, zaman, kişi ve anlatıcı unsurlarıdır. Bu unsurlar, hikaye yapısının temelini oluşturur. Olay etrafında gelişen hikayelerde çoğunlukla bu unsurların tümü bulunur. Ancak bazı hikayelerde olay, yer, zaman, kişi unsurları belirgin olmayabilir veya hiç bulunmayabilir. Anlatıcı unsuru ise her zaman belirgindir. 1.1. Hikayede Olay Unsuru Nedir? Olay , hikayenin anlattığı ve etrafında geliştiği kavramdır. Olaya dayalı metinlerde bu unsur çeşitlilik gösterebilir. Olay etrafında gelişen uzun bir hikayede birden fazla olay yer alabilir. Kısa hikayelerde ise çoğunlukla tek bir olay vardır. Bu çeşitlilik nedeniyle hikaye unsurları sorularında doğrudan olayın sorulması pek tercih edilen bir ...

Yayınevine Kitap Dosyası Göndermek: Yazdıklarınızı Yayınlatma Rehberi

Birçok iyi okur, bir süre sonra okumakla yetinmeyip ''Ben de yazmalıyım!'' der. Aklında harika fikirler vardır ancak bir türlü oturup onu ciddiyetle yazıya dökemez. Bunun nedeni her şeyi olduğu gibi edebiyatı da gereğinden fazla kutsallaştıran ve kafalarında onu ulaşılmaz bir noktaya çeken birçok insan olması.  Hem bu insanların hem de kendi mükemmelliyetçiliğimizin yüzünden bir türlü harekete geçememek konusuna bir sonraki yazımda değineceğim. Neden yazar olmak isteyen herkes önce kendine güvenmeli, bunu örnekler vererek anlatacağım. Ancak bugün bu cesareti göstermiş ve ciddi ciddi masa başına geçip kurguladığı hikâyeyi yazıya dökmüş ve artık '' Romanımı yayınlamak istiyorum .'' diyen yazar adayları için yazıyorum. Tabii bu bir şiir kitabı ya da bilgilendirici türde bir eser de olabilir. Belki de benim yaptığım gibi eğitim kitapları yazıyorsunuzdur.  Hangi türde yazıyor olursanız olun, yayınevinde dosya gönderme süreci aynı şekilde işliyor.  Bu yazıda, ...

Romanda Diyalog Nedir ve Nasıl Yazılır?

Diyalog Nedir ve Nasıl Yazılır? İpuçlarıyla Diyalog Yazma Rehberi Hikaye anlatıcılığının bel kemiği olan diyaloglar, okurların karakterlerle bağ kurmasını sağlayan güçlü araçlardır. Ancak etkili diyalog yazmak, yalnızca birkaç kelimeyi yan yana getirmekten fazlasını gerektirir. Bu rehberde, diyalog nedir sorusundan başlayarak, romanda ve öyküde başarılı bir diyalog yazmak için gerekli püf noktalarını ele alıyoruz. Hazırsanız, başlayalım! 1. Diyalog Ne Demek? Diyalog, en basit tanımıyla karşılıklı konuşma demektir. Romanda veya öyküde diyalog nasıl yazılır veya nedir sorusunun cevabı ise karakterlerden ikisinin veya daha fazlasının karşılıklı olarak konuşturulması, şeklinde tanımlanabilir. Romanlarda, öykülerde ya da senaryolarda diyalog, karakterlerin seslerini duyurduğu, duygularını ve düşüncelerini paylaştığı yazılı konuşma biçimidir. İyi yazılmış bir diyalog, okuyucuyu hikayenin içine çeker ve karakterlere hayat verir. Ama nasıl?  2. Diyalog Yazarken Nelere Dikkat Edilmelidir? D...